Vitiligo (Ala Hastalığı)

Vitiligo; sebebi bilinmeyen, deride pigment kaybına bağlı beyaz alanların görüldüğü, hem kadınları hem de erkekleri eşit oranda etkileyen bir cilt hastalığıdır. Bebeklikten yaşlılığa kadar her yaşta görülebilir, bulaşıcı değildir, iç organlardan gelen bir hastalık değildir.

Vitiligoda vücut kendi melanositlerine yani pigment üreten hücrelerine savaş açar, antikor üretir ve hücreler hasarlanır. Bazen bu otoantikorlar tiroid hastalığı veya vitamin eksikliklerine de sebep olabilir. Genellikle stres faktörü hastalığın ortaya çıkmasında önemlidir, genetik yatkınlığı olan kişilerde risk artmıştır.

Vitiligo tedavisinde düzenli kullanılan kremler, fototerapi, güneşten korunma, kamuflaj ve psikolojik destek önemlidir.

Tedavide sabır ve düzenli dermatoloji uzman doktor kontrolü önemlidir. Vitiligoda mucize tedaviler yoktur.

Mantar Hastalıkları

Mantar Hastalıkları; saçlı deri, ağız, el, ayak, gövde, genital bölge ve tırnakları tutabilen bulaşıcı hastalıklardandır. İnsandan insana, hayvandan insana ve vücudun bir bölgesinden diğer bölgesine bulaşabilir. Ortak kullanılan eşyalardan(havlu, terlik, çorap vb.) ve steril edilmemiş saç, tırnak malzemelerinden bulaşabilir. 

Tırnak mantarı; tırnaklarda kalınlaşma, renk değişimi, şekil değişimi ve kırılmayla karşımıza çıkar.

Vücut mantarında; kırmızı hafif kepekli halka şeklinde lezyonlar olur ve yayılma eğlimindedir.

Kıvrım yerlerinde; meme altı, koltuk altı, kasıklar ve bebeklerde bez bölgesinde neme bağlı görülebilir.

Kilolu kişilerde, diabet hastalarında yine mantar enfeksiyonuna yatkınlık vardır.

Ağız hijyeni bozuk ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde ağız içinde; dil, yanaklar ve dudak iç yüzünde mantar enfeksiyonu gelişebillir.

Genital bölgede gelişen mantar enfeksiyonunda cinsel yolla bulaş olacağından eşlerin aynı anda tedavi alması önemlidir.

Mantar enfeksiyonunun tanısı klinik olarak konur, şüpheli durumlarda mantar bakısı ve mantar kültürü yapılır. Tedavide kremler, şampuanlar ve hap tedavileri verilir. Tedavi tam alınmalıdır. Yarıda kesilen tedavi sonrası enfeksiyon tekrarlar. Mantar hastalıkları tedavi süresi ortalama 1-6 ay arasında değişmektedir.

Psoriazis(Sedef Hastalığı)

Sedef Hastalığı toplumda sık görülen; alevlenmelerle seyreden kronik bir hastalıktır. Kadın ve erkekleri eşit oranda tutar; bebeklik döneminde başlayabildiği gibi en sık 20'li yaşlarda başlar.

Genetik yatkınlık, çevresel faktörler, (stres, enfeksiyonlar, ilaçlar, alkol, sigara vb) ve bağışıklık sisteminin etkisiyle hastalık başlar ve/veya alevlenebilir.

Hastalık bulaşıcı değildir. Çok sayıda klinik tipi vardır. En sık; tüm vücutta gördüğümüz üzeri sedef renkli kabuklanmaların olduğu kırmızı plaklar şeklindedir. Saçlı deri, genital bölge, tırnaklar ve eklemleri tutabilir.

Sedef Hastalığının seyri kişiden kişiye, hatta aynı kişide zaman içinde değişebilir.

Sedef Hastalarında kalp damar hastalıkları, obezite, diabet, hipertansiyon, hiperlipidemi, metabolik sendrom, yağlı karaciğer, inflamatuar bağırsak hastalıkları ve kanser genel popülasyona göre daha yüksek oranda saptanmıştır.

Tanı dermatoloji uzmanları tarafından klinik görünüm ile konur, bazen deri biyopsisine ihtiyaç duyulabilir.

Hastalığın tedavisi; hastanın yaşı, cinsiyeti, lezyonları tipi, şiddeti, başka hastalığın eşlik edip etmemesi, daha önce kullanılan tedaviler, eklem şikayetinin/tırnak bulgularının varlığı gibi birçok faktöre göre değişir.

Krem tedavileri, ışık(fototerapi) tedavisi, sistemik ilaçlar ve biyolojik ajanlar tedavi seçenekleridir.

Hastaların tedaviye uyumu ve hastalıkları hakkında yeterli bilgiye sahip olmaları önemlidir.

Sedef Hastalığı ataklarla giden kronik bir hastalıktır. Tedavide iyilik süresini uzatmak ve yaşam kalitesini arttırmak hedeflenir.

Ürtiker(Kurdeşen)

Ürtiker, deriden kabarık kırmızı döküntüler ve şiddetli kaşıntı ile seyreden bir deri hastalığıdır. Bu kabarıklıklar 24 saatten kısa sürede kaybolurken, yenileri çıkar. Bazen bu döküntüler daha derine yerleşerek şişlik, yanma ve ağrı ile seyredebilir, bu durumun adı anjioödemdir, genellikle göz kapakları, dudak, ağız içi ve ellerde görülür.

Ürtiker ve anjioödem birlikte olabileceği gibi ayrı ayrı da olabilir.

Ürtikere en sık; enfeksiyonlar, ilaçlar, stres, bazı gıda maddeleri, sıcak, soğuk, basınç, güneş, deriye temas eden maddeler, böcek ısırıkları, aşırı terleme sebep olabilir.

Akut veya 6 haftadan uzun sürdüğünde Kronik Ürtiker olur, bu durumda altta yatan bir hastalık açısından ayrıntılı tetkik yapılır.

Ürtiker tanısı dermatologlar tarafından klinik bulgular ile konur, uygun hap ve iğne tedavileri planlanır. Tetikleyicilerden kaçınılması ve anjioödem açısından hastaların bilinçli olması, nefes almada güçlük durumunda en yakın sağlık merkezine başvurması önerilir.

Kronik ürtikerde hastaların sabırlı olması, tedavilere ve önerilere uyum göstermesi çok önemlidir, yıllarca ataklarla sürebilen ve hayat kalitesini etkileyen sık gördüğümüz bir deri hastalığıdır.

Zona

Gece yanığı olarak da bilinen vücutta tek taraflı olarak , ağrı, yanma, kaşıntı, kızarıklık ve içi su dolu kabarcıklarla seyreden viral bir hastalıktır.

Su çiçeği virüsü sebep olur, bu virüs sinir köklerimize yerleşir ve orada uykuda kalır.

İmmün sistemin zayıflaması, stres, ateşli hastalıklar, kanser ve kanser tedavisi alanlarda özellikle 50 yaşından sonra sık görülür.

Çocuklarda ve gençlerde de görülebilen bu hastalık; bazen sadece ağrı ile seyreder ve döküntüler olmadığında tanı koymak zordur.

Su çiçeği geçirmeyenler ve yenidoğanlar ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar için bulaşıcıdır.

Önce ağrı başlar ve vücudun tek tarafındadır, 1 hafta içinde döküntüler oluştuğunda tanı netleşir.

Zona kendiliğinden 2-3 haftada iyileşir, fakat ağrılı bir hastalık olduğundan ve yaraların temiz iyileşip iz kalmaması için en kısa sürede tedavi başlanmalıdır. Krem ve hap tedavileri verilir.

Hastalık sinir köklerini tuttuğundan bazen yaralar geçse de aylarca ağrı devam edebilir. Postherpetik nevralji olarak adlandırılan bu durumda güçlü ağrı kesici ilaçlar ve nörolojik ilaçlar kullanılabillir.

Ülkemizde artık Zona Aşısı bulunmakta olup; 50 yaşından itibaren herkese, 18-50 yaş atasında da doktor önerisi ile  2 doz şeklinde uygulanmaktadır. 

 

 

 

Atopik Dermatit(Atopik Egzama)

Sebebi tam olarak bilinmeyen; genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerle deri bariyerinin bozulup; bağışıklık sisteminin gösterdiği aşırı bir reaksiyondur. Bebeklik ve çocukluk döneminde sık görülen; kaşıntı, deri döküntüleri ve kurulukla giden, tekrarlayıcı bir deri hastalığıdır. Bulaşıcı değildir. Ailede alerjik astım, saman nezlesi ve atopik dermatit olanlarda daha sık görülür.

Bebeklerde ve küçük çocuklarda; yüz, dirsek ve dizlerin iç kısmında daha çok görülmekle birlikte her yerde görülebilir. Deride kuruluk, kaşıntı, kepekli, sızıntılı yaralar olabilir. Uyku düzeni ve okul hayatını etkiler. 

Daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde; el, boyun, dirseklerin ve dizlerin iç yüzünde daha sık görülür. Hayat kalitesini etkiler.

Astım, saman nezlesi, göz problemleri, tekrarlayan el egzamaları eşlik edebilir.

Tanı klinik bulgularla konur. Laboratuar testine ihtiyaç yoktur.

Alevlenmelerle ve sakin dönemlerle seyreder.

Hastalığın alevlenmesine;

  • uzun ve sıcak duşlar
  • kaşıma
  • enfeksiyonlar
  • stres
  • terleme
  • ısı ve iklim değişimi
  • kullanılan sabun, şampuan, deterjan vb.
  • yünlü kıyafet
  • toz
  • bitki polenleri
  • sigara
  • bebek ve çocuklarda yumurta, süt, soya fasülyesi, fıstık, balık, buğday, hayvan tüyü alerjisi sebep olabilir.

Tedavide sabırlı olunmalı ve dermatoloğunuzun size verdiği tedaviler ve öneriler dikkate alınmalı.

,Deri bariyerini düzenlemek adına nemlendiriciler mutlaka kullanılmalı.

Hastalığın şiddetine göre krem, hap, fototerapi, iğne tedavileri düzenlenebilir. Hastalığın tamamen ortadan kalkması mümkün olmadığından; hastalığın mevcut tedavilerle kontrol altına alınması ve hayat kalitesinin arttırılması hedeflenmektedir.